Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Adet Düzensizliğinin Muhtemel 14 Sebebi

Adet Düzensizliğinin Muhtemel 14 Sebebi
11.03.2020
344
A+
A-

Kadın hormonları tarafından kontrol edilen bedensel değişiklikler döngüsü olan adet döngüsü; aylık olarak kanama meydana gelmesi ve kanın vajinadan dışarı akmasını içerir. Kadınlar arasında “regl döngüsü” ya da “adet kanaması” olarak da bilinen bu döngü, bir kadının ilk kez adet olması ile başlar ve “menopoz” ile sona erer.

Her kadının adet döngüsü bireyseldir. Batı toplumlarında, genellikle 12-13 yaşlarında başlar. 16-17 yaşına gelene kadar hala başlamadığında, nedeni araştırılmalıdır. Bununla birlikte, çoğu kadın 45 ile 55 yaş aralığında menopoza girmektedir. Bu süre içerisinde, her kadının aylık ve düzenli olarak bir adet döngüsüne sahip olması beklenir.

28-35 günde bir olması gereken adet kanamaları, bazen stres ya da çeşitli faktörlere bağlı olarak birkaç gün gecikebilir. Kanamanın ara sıra birkaç gün erken ya da geç olması normal kabul edilirken, sürekli beklenenin dışında görülen kanamalar anormal kabul edilmektedir ve altında yatan nedenin araştırılması gerekir. Bu yazıda, adet düzensizliği ile karşı karşıya olan bir kadın için altında yatabilecek olası 14 sağlık koşulundan bahsedeceğiz!

  1. Hamilelik

Gebeliğin başlaması ile birlikte adet kanamaları durur. Dolayısıyla, adet gecikmesinde akla ilk gelen koşul gebeliktir. Adet gecikmesine mide bulantısı, memelerde hassasiyet, yorgunluk, bazı kokulara karşı oluşan duyarlılık gibi belirtiler de eşlik ediyorsa, mutlaka bir gebelik testi yapılmalıdır.

  1. Doğum Kontrolü

Doğum kontrol hapları kullanmak ya da bazı diğer doğum kontrol yöntemleri, adet düzensizliklerine neden olabilir. Bununla birlikte, hormonları etkileyen bu haplar iki adet döngüsü arasında lekelenmeye ya da adet kanamalarının daha hafif geçmesine de neden olabilir. Bazen, daha ağır kanamalar da meydana gelebilir. Doğum kontrol haplarını kullanmayı bıraktıktan sonra, adet düzensizlikleri birkaç ay daha devam etse de, genellikle 6 ay içerisinde normale dönmesi beklenir. Dolayısıyla, doğum kontrol hapı kullanıyorsanız, adet düzensizliği yaşamanız genellikle normal kabul edilmektedir.

  1. Emzirme

Gebelik ile birlikte, anne adayının vücudu prolaktin hormonu üretmeye başlar. Bu hormon, vücutta anne sütü üretimini uyarır. Üreme hormonlarının bastırılmasına neden olan bu hormon, anne adayının adet kanamalarının daha hafif olmasına ya da adet gecikmelerine neden olabilir. Emzirme dönemi bittikten sonra, adet döngüsünün normale dönmesi beklenir. Emzirme dönemi sonrasında, ortalama 6 ay içerisinde normale dönmeyen adet döngüleri için mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

  1. Menopoz Öncesi Dönem

Menopoz, adet kanamalarının sona ermesi ile başlar. Bazı kadınlarda, kanamalar bir anda kesilebilir; ancak, genellikle menopoz öncesinde adet düzensizlikleri görülmesi de normal kabul edilmektedir. Menopoza geçiş dönemi olarak kabul edilen perimenopoz dönemi, 40’lı yaşlarda başlamaktadır. Östrojen seviyelerindeki dalgalanmalara bağlı olarak, adet dönemleri arasındaki süre uzayabilir ya da kısalabilir ve bu durum normal kabul edilmektedir. Adet düzensizliğine ek olarak bu dönemde; terleme, sıcak basmaları, vajinada kuruluk, uyku problemleri, ruhsal değişimler de görülebilir.

  1. Polikistik Over Sendromu

Polikistik Over Sendromu, üreme çağındaki kadınlarda sık görülen bir durumdur ve adet düzensizliğinin en yaygın nedenlerinden biridir. Polikistik Over Sendromu olan bir kadında, adet kanamaları ağrılı ya da daha uzun veya kısa olabilir. Adet düzensizliğinin PKOS’a bağlı olması durumunda; ani kilo değişimleri, normal olmayan tüylenme, kısırlık gibi belirtiler de eşlik etmektedir.

  1. Tiroit Sorunları

Tiroit hormonlarındaki sorunlar, adet döngülerinin daha uzun ve daha ağrılı olmasına neden olabilir. Tiroidin daha aktif ya da daha az aktif olması durumunda, adet dönemlerinde şiddetli kramplar da meydana gelebilir. Bununla birlikte, halsizlik ve yorgunluk hissi ile kilo fazlalığı da tiroit hormonuyla ilişkili bir problemden kaynaklanıyor olabilir. Adet düzensizliğinin sebebinin tiroit problemleri olduğu durumlarda; ani ruhsal değişimler, nedensiz kaygı, kalp çarpıntısı gibi diğer belirtiler de görülebilir.

  1. Rahimdeki Miyomlar

Rahmin duvarlarında bazen miyomlar meydana gelebilir. Bu miyomlar, genellikle iyi huylu olduğundan tehlikeli değildir. Ancak, adet dönemlerinde yoğun kanamalara ve bu da kansızlık problemine neden olabilir. Rahimdeki miyomlar; erken doğum, pelvik ağrı, düşük, cinsel ilişki sırasında ağrı gibi diğer riskleri de beraberinde getirmektedir. Miyom, genellikle tedavi gerektirmese de, kansızlığın olduğu durumlarda demir takviyesi gibi tedaviler gerekli olabilir. Bununla birlikte, miyomların sayısındaki artış durumunda, cerrahi müdahale gerekli olabilir.

  1. Endometriozis

Üreme çağındaki kadınların %10’luk bir kısmını etkileyen endometriozis, rahim içi dokusunun rahmin dışında büyümesi anlamına gelmektedir. Bu durum, adet dönemlerinde kanamaların artmasına, regl döneminin normalden daha uzun olmasına, kanamanın daha yoğun olmasına ve iki regl döngüsü arasında kanamalara neden olabilir. Bu belirtilere ek olarak; cinsel ilişki sırasında ağrı, mide ve karın ağrısı, kısırlık gibi ciddi sorunlar da meydana gelebilir. Endometriozis, bazı ilaç tedavileri ya da hormon takviyeleri ile yönetilebilir.

  1. Obezite

Obezite, yaşamın pek çok alanında olduğu gibi, üreme sağlığını da olumsuz etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Fazla kilolu olmak, üreme hormonlarını etkilediğinden, üreme yetisini de doğrudan olumsuz etkilemektedir. Hızlı kilo alınan dönemlerde, adet düzensizlikleri görülebilir. Bununla birlikte, obezite PKOS riskini de arttırmaktadır. Kişinin sağlıklı bir diyet uygulayarak kilo vermesi durumunda, obeziteye bağlı adet düzensizlikleri de genellikle kendiliğinden ortadan kalkmaktadır.

  1. Aşırı Zayıf Olmak

Ani yaşanan kilo değişimleri, yetersiz beslenme gibi koşullar da, tıpkı obezite gibi üreme sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerdir. Aşırı zayıf olmak ya da ani kilo kaybetmek, adet kanamalarında dengesizliklere neden olabilir. Yetersiz kalori alımı, vücutta üremeyi sağlayan hormonların üretimini engelleyebilir. Bu durum, genellikle Beden Kitle İndeksi 18.5’in altında olan kadınlarda görülmektedir. Adet düzensizliğine eşlik eden baş ağrıları, ciddi saç dökülmeleri, yorgunluk ve halsizlik varsa mutlaka bir doktora danışılmalı ve bir uzmandan yardım alarak dengeli bir beslenme programı oluşturulmalıdır.

  1. Aşırı Egzersiz Yapmak

Aşırı egzersiz yapan kadınlarda, hormon üretim seviyelerine bağlı olarak adet düzensizliği görülebilir. Bu durum, özellikle yoğun spor yapan profesyonel sporcu kadınlarda görülmektedir. Adet düzensizliğinin yoğun ve aşırı egzersiz yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, egzersiz rutinini hafifletmek faydalı olabilir.

  1. Stres

Stres, vücudun tüm sistemlerini olduğu gibi üreme sistemini de olumsuz etkilemektedir. Adet döngüsüne müdahale eden stres faktörü yönetildiğinde, adet döngüleri de genellikle kendiliğinden düzene girmektedir.

  1. İlaç Kullanımı

Kullanılan bazı ilaçlar, adet düzensizliğine neden olabilir. Bu durum, özellikle vücuttaki hormon dengesini etkileyen ilaçlar kullanıldığında ortaya çıkmaktadır. Kan inceltici ilaçlar, anti depresan kullanımı, kanser ilaçları, epilepsi ilaçları ve diğer bazı ilaçlar, kadınlarda adet düzensizliklerine neden olabilir. İlaç kullanımına bağlı olarak görülen adet düzensizliklerinde, doktorunuza danışarak ilacı değiştirebilirsiniz.

  1. Rahim Ağzı Kanseri

Rahim ağzında görülen kanser hücreleri, adet döngüsünde ve adet kanamalarının şiddetinde değişimlere yol açabilir. Cinsel ilişki sırasında normal olmayan bir akıntı ya da kanama, rahim ağzı kanserinin belirtisi olabilir. Bununla birlikte, bu belirtiler daha çok diğer sağlık sorunlarına bağlı olarak görüldüğünden, hemen endişelenmemek gerekir. Yine de, endişeleri ortadan kaldırmak için bir doktora danışmak en doğrusu olacaktır.

Adet Düzensizliği Tedavisi

Adet düzensizliği, genellikle tedavi edilebilir bir durumdur. Tabi, bu noktada tedavi şekli ve düzensizliğe neden olan faktörün tespit edilmesi oldukça önemlidir. Adet düzensizliğine neden olan sağlık koşulu tedavi edildiğinde, adet döngüleri de kendiliğinden normale dönmektedir. Doktorunuz, aşağıdaki tedavi seçeneklerinden birini önerebilir:

  • Tiroit ilaçları,
  • Kilo kontrolü,
  • Rahim içi araçlar,
  • Oral kontraseptifler
  • Metformin
  • D vitamini takviyesi
  • Egzersiz rutini oluşturmak
  • Dengeli ve sağlıklı bir beslenme programı uygulamak

Adet Döngüsü Takibi Nasıl Yapılır?

Üreme sağlığını takip edebilmek için, adet döngülerinizi takip etmeniz oldukça önemlidir. Genellikle düzenli adet olduğunuzu düşünüyor olsanız da, adet döngünüzü bir takvim ile takip etmeniz önerilir. Adet kanamalarınız beklenen günlerde gerçekleşiyorsa, genellikle üreme sağlığınız sağlıklı kabul edilir. Adet döngünüzü bir takvim aracılığıyla takip ederken, aşağıdaki semptomların olup olmadığını gözlemlemeniz de faydalı olabilir:

  • Ani ruh hali değişimleri, kaygı ve endişe, baş ağrısı, vücutta şişkinlik,
  • Regl günlerinde değiştirilen ped sayısı,
  • Regl günlerinde görülen karın ve sırt ağrılarının şiddeti
  • Kanamanın beklenenden erken ya da geç olup olmadığı

Adet düzensizliği, bazen ciddi sağlık problemlerinden kaynaklanıyor olabileceğinden, takip edilmesi ve altta yatan sağlık sorununun tedavi edilmesi önemlidir. Doktorunuz, gerekli önlemleri almanızı sağlayarak adet döngünüzün yeniden düzene girmesini sağlayabilir. Bu süreçte; stresten uzak durmak, dengeli bir beslenme programı uygulamak ve düzenli olarak egzersiz yapmak da faydalı olacaktır.

Kaynak:

Prof. Dr. Bülent TIRAŞ

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.